Cunda Adası Kiliseleri, Ayvalık ve Cunda Adası tarihi süreç içerisinde her dönem önemli bir yere sahip olmuştur. Bazı dönemlerde Cunda Adası nüfusu 10.000 li rakamlara ulaşmıştır. Cunda Adasında ki kilise ve manastır yapıları da bir dönem Cunda Tarihi içinde önemli yer tutmaktadır
Kiliselerden bazıları günümüze ulaşmayı başarabilmiş olsa da Rahmi Koç tarafından Restore ettirilen Taksiyarhis Kilisesi ve Agios Yannis kilises dışında kalanların bazıları ya günümüze ulaşmayı başaramamış, günümüzde ayakta olan kiliselerin ise birkaç duvarı yada temel kalıntıları bulunmaktadır.
Cunda Adası Kiliseleri
Cunda Adasınnda yer alan kiliselerden bazılarının isimleri, Taksiyarhis Kilisesi, Agios Yannis Kilisesi, bu ikisi restore edilerek günümüze ulaşmayı başarmıştır. Agiada Triyada Kilisesinin üç duvarı ayaktadır. Panayia Kilisesi, Agios Pandeleimonos Kilisesi, Agios Nikolaos Kilisesi ve Agios Dimitrios Kilisesi gerek doğal gerekse insani tahribatlar nedeniyle günümüze ulaşmayı başaramamıştır
Taksiyarhis Kilisesi
Taksiyarhis Kilisesi, “Kubbeli Bazilikal Plan” tipine uygun olarak inşa edilmiştir. Bu plan tipi Bizans mimarisi’nde toplantı ve mahkeme salonlarında sıkça uygulanan bir mimari plan tarzıydı. Adanın metropol kilisesi 1873 yılına tarihlenmektedir.
Taksiyarhis Kilisesi avlusuna iki sütunla taşınan üçgen alınlıklı anıtsal bir giriş kapısından girilmektedir. Bazilika şeklindeki kilise, dikdörtgen planlı uzun bir yapıdır. Doğu cephesinde yarım yuvarlak bir şekilde dışarı taşmış bir ana “apsis” bulunmaktadır. Taksiyarhis Kilisenin ana mekânı dörder taşıyıcı sütunla üç nefe ayrılmıştır. Sütunlar kemerlerle birbirine bağlıdır
Kilisenin üç nefli naos (ana mekân) planı batı yönündeki “narteks” ile sınırlandırılmıştır. Kilisenin giriş kapısı bu narteks üzerindedir Kilise duvarları, kaba yonu taştan yığma tekniği ile inşa edilmiştir. Merdivenler.....DETAY
Agios Yannis Kilisesi
Aşıklar tepesinde yer alan kilise, kullanılan malzemeden 1800’lü yılların sonu ile 1900’lü yılların başında inşa edildiği anlaşılmaktadır. Üstü kiremitle örtülü olan kilisenin lama demirleri kesilince 1944 depreminde tavanı çökmüş çan kulesi de tamamen yıkılmıştır
Patrik Teodosios zamanında İstanbul'daki Fener Rum Patrikhanesi'ne bağlanan manastırın ana kilisesi kuzeybatı kısmında bulunmaktadır. Bu Şapel de mimarisiyle manastırın vazgeçilmez bir parçasıdır. Aynı zamanda buradaki kitaplığı 1835 senesinden itibaren zenginleşmeye başlamış, dini kitaplar yanında 17. ve 18. Asrın kilise hukuku hakkındaki yayınlarıyla da ün salmıştır 1924 yılında yaşanan mübadele sonrası Şapel zamanla tahrip olmuştur. Şapelin batı tarafında manastıra un sağlayan değirmenden geriye kalan ise sadece temel taşlarıydı.
Harap bir haldeyken 2006 yılında İşadamı Rahmi Koç tarafından restorasyona tabi tutularak, kilise aslına uygun olarak onarılmış ve çan kulesi yeniden inşa edilmiştir.
Agia Triyada Kilisesi
1858 yılında inşa edilmiş olan Agia Triyada kilisesi, adada inşa edilen ilk kilisedir. 1922 yılına kadar ibadete açık olan kilise, mübadeleden sonra kendi kaderine terk edilmiştir. İbadete açık olduğu dönemde, içerisinde birçok ikon bulunan Agia Triyada kilisesi, zamanla ilgisizliğin de etkisiyle yıkılmıştır.
Agia Triyada Kilisesinin inşasında ağırlıklı olarak yöresel taşlar, belirli bölümlerde sarımsak taşı, köşelerde ise Nasos kalıntılarından getirilen büyük blok taşlar kullanılmıştır. Günümüzde mevcut olmayan çan kulesi ise kiliseden sonra inşa edilmiş olup çok yüksek değildi. Üç duvarı ayakta olan kilisenin iç süslemeleri tamamen tahrip olmuş durumdadır.
Panayia Kilisesi
1863 yılında yapılan Panayia kilisesi, adanın en büyük ve en görkemli kilisesiydi. Yüksek duvarlarla çevrilmiş geniş bir avlunun içerisinde yer almaktaydı Avlunun zemini diğer kilise avlularında olduğu gibi, deniz kenarlarından toplanmış parlak, küçük siyah ve beyaz taşlarla muhtelif geometrik şekillerle döşenmişti.
Panayia Kilisesine giriş üç taraftan, beşer merdivenli kapılar ile sağlanmaktaydı. Geniş bir merdivenle çıkılan binanın ön kısmında, binanın ön giriş kısmını ayakta tutan, dört adet sarımsak taşından yapılmış kalın sütun armalar bulunmak- taydı. Panayia Kilisesinin güney yönünde çok yüksek bir çan kulesi yer almaktaydı. Bu kule yörenin en yüksek çan kulesidir
Panayia Kilisesi insani ve doğal tahribata, çıkan yangına ve 5 Ekim 1944 depremine rağmen 1954 yılına kadar bütün ihtişamı ile ayakta durmaktaydı.1954 yılında adada okul yapımına karar verilince taş ihtiyacını karşılamak için yıktırılmıştır. Bu kilise ile beraber Agios Pandeleimonos Kilisesi de aynı amaçla yıktırılmıştır......DETAY
Agios Pandeleimonos Kilisesi
Agios Pandeleimonos kilisesi 1915 yılında inşa edilen kilise 1922 yılına kadar dâhili sıvasız olarak ayine açıktı. Mübadeleden sonra kendi kaderine terk edilen kilise zaman içerisinde bilinçsiz kişilerce define aramak, ahşap elemanlarının sökülerek yakacak olarak kullanılması gibi nedenlerle insani 1944 Ekim depremiyle de doğal deformasyona uğramasına rağmen bütün ihtişamıyla ayakta kalmayı başarır
1954 yılında Adada okul yaptırılmaya karar verilince inşaatlarda taşa ihtiyaç duyulur. Taşları inşaatta kullanılmak için Ada’nın en görkemli ve bir sanat eseri olan Panayia Kilisesi ile birlikte yıktırılır. Günümüze Agios Pandeleimonos kilise sinden geriye siyah beyaz birkaç resimden başka hiçbir şey kalmamıştır.
Agios Dimitrios Kilisesi
Agios Dimitrios Kilisesi nin şimdi sadece arsası var giriş kapısı ile ki giriş kapısının üstü çan kulesi idi. Kilisenin hesap işlerinin yürütüldüğü ve kasasının yer aldığı bina ayakta olmasına rağmen günümüzde bakkal olarak, papaz evleri ise kalıcı konut olarak kullanılmaktadır. Kısacası Agios Dimitrios Kilise sinden ayakta kalan sadece giriş kapısıdır