Cunda Adası eşsiz bir doğal güzelliğe sahip olan Cunda hakkında ilk bilgi veren Yunanlı tarihçi Heredot, İ.Ö. 459/454 yıllarında yöreden Ekatonisos olarak bahsetmiştir. Adalarda Aıol kenti vardır demekle yetinmiştir. Kentin ve bulunduğu adanın isminden bahsetmemiştir.
Bölgeye gelen yazarlardan tarihçi ve coğrafyacı Stravon (M.S. 21-63/64), Plinius (M.S. 79), Klaodius Ailianos ve Ptolomomaios da eserlerinde adadan bahsetmişlerdir. Ama isim vermemişlerdir. Çünkü yöreyi tam olarak bilmiyorlardı. Yörede iki batık kent bulunmaktadır İ.Ö. 1500 yıllarında Yunanistan’dan gelenler Anadolu’nun batı sahillerinde ve adalarında 12 şehir kurmuşlar. Bu kavmin ismi Aiol deniyordu. Bunlar Çanakkale’den Gedize kadar Midilli dahil 12 kent kurmuşlardır.
Bu 12 kentten biride Yunt adasının doğusundaki sahilde kurulmuştu. Piri Reis’in 1513 yılında yazdığı “Kitab-ı Bahriye” sinde yöre adalarından Yunt Adaları olarak bahsetmektedir. Piri Reis adaların üzerinde başıboş gezen eşek, at ve kısraklardan esinlenerek bölgedeki adalara Yunt Adaları ismini vermiş olduğu tahmin edilmektedir.
Hoşgeldiniz
CUNDA ADASI
Zamanın durduğu yerdesiniz, kendinizi yeniden keşfedin...
CUNDA ADASI TARİHİ
Eşsiz bir doğal güzelliğe sahip olan ada hakkında ilk bilgi veren Yunanlı tarihçi Heredot, İ.Ö. 459/454 yıllarında yöreden Ekatonisos olarak bahsetmiştir. Adalarda Aıol kenti vardır demekle yetinmiştir. Kentin ve bulunduğu adanın isminden bahsetmemiştir.
Bölgeye gelen yazarlardan tarihçi ve coğrafyacı Stravon (M.S. 21-63/64), Plinius (M.S. 79), Klaodius Ailianos ve Ptolomomaios da eserlerinde adadan bahsetmişlerdir. Ama isim vermemişlerdir. Çünkü yöreyi tam olarak bilmiyorlardı. Yörede iki batık kent bulunmaktadır.
İ.Ö. 1500 yıllarında Yunanistan’dan gelenler Anadolu’nun batı sahillerinde ve adalarında 12 şehir kurmuşlar. Bu kavmin ismi Aiol deniyordu. Bunlar Çanakkale’den Gedize kadar Midilli dahil 12 kent kurmuşlardır. Bu 12 kentten biride Yunt adasının doğusundaki sahilde kurulmuştu.....DETAY
CUNDA ADASI KİLİSELERİ
Cunda Adası Kiliseleri, Ayvalık ve Cunda Adası tarihi süreç içerisinde her dönem önemli bir yere sahip olmuştur. Bazı dönemlerde Cunda Adası nüfusu 10.000 li rakamlara ulaşmıştır. Cunda Adasında ki kilise ve manastır yapıları da bir dönem Cunda Tarihi içinde önemli yeri olan yapılardır
Kiliselerden bazıları günümüze ulaşmayı başarabilmiş olsa da Rahmi Koç tarafından Restore ettirilen Taksiyarhis Kilisesi ve Agios Yannis kilises dışında kalanların bazıları ya günümüze ulaşmayı başaramamış, günümüzde ayakta olan kiliselerin ise birkaç duvarı yada temel kalıntıları bulunmaktadır.
Cunda Adasınnda yer alan kiliselerden bazılarının isimleri, Taksiyarhis Kilisesi, Agios Yannis Kilisesi, bu ikisi restore edilerek günümüze ulaşmayı başarmıştır. Agiada Triyada Kilisesinin üç duvarı ayaktadır. Panayia Kilisesi, Agios Pandeleimonos Kilisesi, Agios Nikolaos Kilisesi ve Agios Dimitrios Kilisesi gerek doğal gerekse insani tahribatlar nedeniyle.....DETAY
CUNDA ADASI MANASTIRLARI
Cunda Manastırları Cunda adasında insani ve doğal tahribatlara rağmen ayakta kalmayı başaran manastırlar bulunmaktadır 1817 yılındaki sayıma göre adada 7 manastır bulunmaktaydı. Bu tarihten sonra inşa edilen iki manastır ile Cunda Adası Manastırları sayısı dokuza ulaşmıştır.
Günümüzde bu manastırların bir kısmı tamamen yok olmuş, bazıları ise özel mülkiyete geçmiştir. Manastırlardan Ay Işığı Manastırı ve Leka Manastırı restore edilerek özel mülk olarak kullanılmaya devam etmektedir. Cunda tarihinde oldukça önemli bir yer tutan Tavuk Adası Manastırında ise restore çalışmaları devam etmektedir.
Cunda Adasında yer alan günümüzde restore edilmiş veya zaman içerisinde insani ve doğal tahribatlara karşı direnememiş olan manastırlarımız hakkında detaylı bilgiye Detay butonunu tıklayarak ulaşabilirsiniz.....DETAY
SEVİM VE NECDET KENT KÜTÜPHANESİ
Eski Adı Agios Yannis Kilisesi olan Sevim ve Necdet H. Kent Kitaplığı mübadele döneminde ayakta iken yıllar içerisinde bakımsızlığın ve ilgisizliğin etkisiyle iyice harabe haline gelmişti. Tamamen yok olmaya yüz tutan kilise değerli iş adamımız Sayın Rahmi M. Koç'un kültür varlığı olan bu eski eserlerin kurtarılmasına yönelik girişimleri, maddi-manevi katkıları ile restore edilmiş ve Cunda Adası 07.08.2007 tarihinde aslına uygun olarak Sevim ve Necdet H. Kent Kitaplığı ismi ilekapılarını yeniden açmıştır.
Büyük bir kültür mirası olan Sevim ve Necdet H. Kent Kitaplığı Rahmi M. Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı bünyesinde hizmet vermektedir.
Kitaplığın ismi ise ilerleyen yaşı nedeni ile göz sağlığı bozulan, "Göremediğime değil, okuyamadığıma üzülüyorum." diyen.....DETAY
TAŞ KAHVE
Taş Kahve Neo-Klasik mimari yapısı, Sarımsak Taşından duvarları, geniş camlı pencereleri ile Cunda Adasının merkezinde büyük bir ihtişamla yükselir. Birçok insan için Taş Kahve Cunda, Cunda Taş Kahve Demektir. Cunda’ya gittim dediğinizde mutlaka sorarlar “Taş Kahveye Gittin Mi” Cevabınız “Evet” ise başka bir soru gelir “Kahve İçtin Mi” Zaman içerisinde Cunda turizm sektöründe geliştikçe Taş Kahve adeta Cunda’nın simgesi haline gelmiştir.
Taş Kahve Cunda misafirlerinin, yerlilerin, balıkçıların, ihtiyar delikanlıların buluşma noktasıdır. Kapısından içeri girip yüksek tavanlı Taş Kahvenin kokusunu içinize çektiğinizde, kendine has kokusu adeta sizi sarar. Taş Kahve gururludur, ağırbaşlıdır, kendine has bir olgunluğu ve mütevazılıği vardır. En az 150 yıldır zamanın ve doğanın acımasızlığına inat ayakta kalmayı başarmıştır. Sizi misafir ettiği gibi sizden sonraki Cunda dostlarını da ağırlamaya devam edecektir. Rumlardan kalma bu tarihi atmosferde kahvenizi yudumlarken farkında olmadan taş kahvenin bu eşsiz gururu gelip sizi ele geçirir.....DETAY
KIZ OKULU
Cunda Kız Okuku Bakkal sokağı 1. aranın başında yer alan ve şimdi kültür merkezi olarak kullanılan bina 1873 yılında kız okulu olarak inşa edilmiştir. 1922 yılına kadar eğitim-öğretime devam eden okul, bu tarihten sonra kendi kaderine terk edilerek kullanılmamaya başlamıştır
Zaman içerisinde adeta bir harabeye dönüşen Cunda Kız Okulu binası 1998-1999 yıllarında dönemin Ayvalık Belediye Başkanı Sayın Ahmet Tüfekçi tarafından restore ettirilerek kültür merkezine dönüştürmüştür.
Alibey Cumhuriyet Kültür Merkezi ismini alan okulun üst katında Bekir Çoşkun kütüphanesi bulunmaktadır.
TÜRKİYE'NİN İLK BOĞAZ KÖPRÜSÜ
Cunda Adası ile Lale Adasını Dolap Boğazı mevkiinde birbirine bağlayan köprü ülkemizin ilk boğaz köprüsü olma özelliğini taşımaktadır. Köprü Cunda Adasını Lale Adası aracılığıyla Ayvalık’a bağlamaktadır.
Türkiye’nin ilk boğaz köprüsü olma özelliğini taşıyan köprümüz 1964 yılında yapılmış olup İstanbul Boğaz köprüsünden 9 yıl önce yapılmıştır. Altı adet paye ile desteklenen köprünün toplam uzunluğu 54 metre olup bir geliş bir gidiş olmak üzere iki şeritlidir. Adamızın kara yolu ile bağlantısı sadece bu köprü ile sağlandığından büyük önem arz etmektedir.
Gönül Yolu; daha önceki dönemlerde Ayvalık ile Lale Adası arasında kara yolu ile ulaşım mümkün değildi. 1817 yılında, Ayvalık ile Soğan Adası arasındaki 500 metrelik alan dolgu ile doldurularak Ayvalık .....DETAY
CUNDA YEL DEĞİRMENİ
Cunda Yel Değirmenleri ilk yel değirmeni 1600–1650 yılları arasında kurulmuş. Bugün Âşıklar Tepesindeki Agios Yannis kilisesinin batı yönündeki yel değirmeni ilk değirmendir. Adanın kuzey doğunda iki, kuzeybatı yönünde Ayvalık’tan gelişteki girişte de bir değirmen vardı.(mevcut) Son yapılan değirmense limanın güneybatı kısmında bulunmaktaydı.
Bu değirmen bir şahıs tarafından satın alınmıştı. Taşlarını ev yapımında kullanmak için sökmek istemişler yarıya kadar sökebildikleri için günümüzde temel kalıntıları hala durmaktadır. Bu değirmenlerden başka iki değirmen daha vardı.
CUNDA MUTFAĞI
Cunda Mutfağı her ne kadar Ege Mutfağı içerisinde yer alsa da kendine özgülük taşımaktadır. Cunda Mutfağı nın temelini Zeytinyağı, Bin bir çeşit otlar ve Deniz ürünleri oluşturmaktadır. Yasayanların mübadil olduğu göz önüne alındığında Girit ve Midilli Mutfağının etkisi çok fazladır. Cunda Mutfağı son yıllarda göstermiş olduğu atılımla Türk Mutfağı içerisinde "Cunda Mutfağı" ismiyle ayrı bir kategori oluşturduğu gerçektir
Cunda Mutfağında zeytinyağlı ot mezeleri büyük yer tutmaktadır. Otların bazılarının endemik olduğunu ve sadece Ayvalık coğrafyasında yetiştiğini göz önüne alındığında mezelerin önemi daha fazla anlaşılmaktadır. Ayrıca Cunda’nın bir ada olduğu ve halkın geçimini zeytincilik ve balıkçılıkla sağladığını düşünürsek deniz ürünlerinin günlük ve taze olduğu daha iyi anlaşılacaktır.....DETAY
CUNDA DESPOT EVİ
Cunda Despot Evi sahildeki binayı inşa ettiren despot, Yunanistan’ın devlet olduğu gün Rum halkının sevinçten verdiği bağışlardan çok para kazandı. Ve o paraları doğum yeri olan Yunda’ya (Alibey Adası) getirdi. Getirmiş olduğu paraların bir kısmıyla sahildeki binayı inşa ettirdi.
Cunda Despot Evi sarımsak taşından 1862 yılında inşa edilmiştir. Despot, gelirken yanında getirmiş olduğu paralarla rahat bir yaşam sürdü. 1877 yılının ocak ayında baskın yapan hırsızlar Despot’u öldürdüler. Bir rivayete göre evde buldukları altın gümüş kupalarla 15.000 Osmanlı lirasını da alarak kaçtılar
Despot bütün sıkıştırmalara rağmen adaya gelirken yanında getirmiş olduğu altınların yerini söylemedi......DETAY
CUNDA REHBERİ
Cunda Rehberi sayfamızda Cunda'yı ve güzelliklerini küçük bir tebessümle anlatmaya çalıstık. Gelirken yanınızda getirmeniz gerekenleri giderkense yanınızda götürmeniz gereken anıları toparlamaya çalıştık.
Zaman Kaygısı Olmadan, Bir Yere Geç Kalma Teleşını İçinizde Taşımanadan Yüzünüze Bir Tebessüm Kondurarak Gezmeniz İçin Hazirladık. Oldumu derseniz taktir size kalmış. Olmadı derseniz yine bizim buranın deyimiyle cevap verelim "olsun...."....DETAY